Travel is my dream

ROMA GEZİM

03- Mayıs-2016 Roma:03/12 mayıs tarihleri arasında roma,floransa,pissa,venedik,milano ve yunanistan adası kos'a yapacağım gezime saat 06:00 da kalkıp bavulumu ve sırt çantamı alıp 07:00de evden çıkıp izban'dan trene binip saat
08:00 de adnan menderes havaalanında kontrollerden geçip pegasus hava yollarının standında izmir- istanbul ve istanbul- roma uçuşlarımın kaydını yaptırıp bavulumu roma'da almak üzere teslim ettim.uçağa bineceğimiz kapıya giderek beklerken uçağımın kalkışına daha vaktim var diyerekten yurt dışı çıkış  pulumu almak için adnan menderes hava alanının yurt dışı
uşuşlar bölümüne giderek buradaki yurt dışı çıkış pulu satan gişeye geldim gişedeki görevlide yeni açmış ilk pul alan ben olmuştum.15 TL. ye aldığım pulu önceki gezimde aldığım pulun yanına yapıştırdım 09:00 gibi uçağa bindim. 09:25 de uçağımız sabiha gökçen havaalanına gitmek üzere havalandı.saat 10:30 gibi sabiha gökçen hava alanına
indik.sabiha gökçen havaalanının yurt dışı uçuşlar  bölümüne giderek türk vatandaşlarının çıkış sırasına girdim pasaport kontrolü ve çıkış mühründen sonra romaya gidecek uçağın biniş kapısına gittim.11:30 gibi uçağa bilet kontrolunden sonra bindim.şimdiye kadar hep cam kenarı koltuklarda oturmuştum ilk defa koridor tarafındaki  koltuğuma oturarak uçağın
kalkmasını bekledim.saat 12:00 gibi kalkan uçağımız3 saat gibi  uçuştan sonra saat 15:10 gibi Roma Fiumicino havaalanına indik.tabiki iner inmez saatlerimizi 1 saat geriye alarak saatimiz 14:10 oldu.pasaport kontrol sırasına girerek pasaport kontrol memurlarının hiç zorluk çıkarmadan herkezin
konntrollerini hızla yaparak geçtiğini gördükten sonra çok sevindim,aynen banada sıra geldiğinde hiç birşey konuşulmadan pasaportuma mühürü bastıktan sonra teslim etti .teşekür ederek pasaportumu aldıktan sonra hızla bavulumu kaç numaralı bölümden alacağımı panoda istanbul-roma uçuş numaramızın karşısında yazan bavul alma
bölümünün numarası yazan yere gidip 10 dakika bekledikten sonra önceden bavuluma işaret olarak yapıştırdığım renkli bantları farkettim işte benim bavulum diyerek aldıktan sonra roma'ya gitmek için havaalanı dışındaki otobüs biletlerinin satıldığı yere gittim saat 15:00 bilet almak için sıraya girdim osaatde kalkacak otobüsün dolduğunu 15:25 e biletin olduğunu yazısını görevli gişe ye asınca diğer iki şirketinde saatlerine bakınca 15:25 e biletimi aldım( 5.90€),otobüsün kalkacağı
peronda  45 dakika bekledikten sonra bavulumu otobüsün bagajına koyup biletimide şoföre gösterdikten sonra numarasız koltuklardan birine oturdum ve 50 dakika kadar yolculuktan sonra roma termini tren istasyonun önünde indik. 10 dakkalık yürüyüşten sonra google map yardımı ile kalacağım hostel carlito'ya geldim.resepsiyondaki girişten sonra resepsiyondaki görevli  başka bir yerdeki binada kalacağımızı söyleyerek bizi iki üç sokak ilerideki binaya  girişlerin bize verilen manyetik kartlarla olan birinci katında bulunan geniş koridoru üç tane banyosu ve tuvaleti olan  ayrıca yina benimde kalacağım ayrı yatakların olduğu 4 odadan birine girdim .bu kalacağım odada 3 tane yatak vardı ortadaki boştu bende oyatağıma yatarken giyeceğim elbiseleri koydum  terliklerimi yatağın altına

bıraktım bavulumu dolaba koyup,sırt çantamı aldım başladım roma'nın sokaklarını arşınlamaya.ilk önce roma termini istasyonun etrafında turladım buradan,roma magnetlerimi aldım. roma'da ikinci günden geçerli olarak kullanacağım iki günlük roma pass 48 saatlik kartımı aldım.bu kart sayesinde iki gün romada otobüs metro tramvaya bedava binerek ve kolesyum ve roma forum'a bedava girerek verilen 28€ nun

hakkını alıyorsunuz.eğer almak istemezseniz romada ulaşım 1.50 € bilet ve müzelerde 15-20€ arası,siz bilirsiniz..termini istasyonu etrafında dolaşırken italyada  yiyecek ve diğer turistik eşya satan dükkanları işletenlerin hintli-pakistanlı halkın tekelinde olduğunu fark ettim. yatacağım binaya
gitmeden önce italyanın meşhur pizzasından yedim,ince ve değişik sos ve peynirlerden olsa gerek tadı çok güzeldi.artık akşam olmuş  yol yorgunu olmam ve erken kalkmamdan dolayı  kalacağım binaya gelip kapılardaki kart okuyucuya  magnetik kartımı okutarak odama geldim,duşumu alarak
yatağıma uzandım.internete girerek whats up tan türkiyedeki sevdiklerimle görüştükten sonra facebook a  foto yükleyip gördüklerimi paylaştıktan sonra oda arkadaşlarım biri yunanlı diğeri polonyalı olan çocuklar geldi onlarla selamlaşıp kısa konuşmadan sonra uykuya yenik düşmüştüm...
                                         04-Mayıs-2016-ROMA:sabah saat 06.30 gibi kalkıp  kolezyumu ve roma şehrinin ilk kurulduğu roma formu denilen yerleri görmek için metroya  doğru giderken bir cafe gördüm içeri girdim krosan ve kahve siparişimi verip kahvaltımıda
yapmış oldum.(4€)metro ile kolezyuma geldim saat 08:00 olmuştu.sırada 5.kişi idim açılmasına yarım saat vardı.saat 08:30 da kapılar açılmadan arkama bir baktım kuyruğun sonu görünmüyordu,Roma pass kartımı okutup içeri girer girmez kolezyumun en üst katına çıkıp burayı yukardan seyrederek tarihin ozamanlarına yolculuk yapmıştım sanki.Kolezyum,
Roma başta olmak üzere dünyanın en ünlü turistik yapılarından biridir. Yapımına M.S 72 yılında, İmparator Vespasian’ın başladığı amfitiyatro, sekiz yıl sonra Titus tarafından açılmış. İnanışa göre bu ünlü yapı adını İmparator Nero’nun Colossus Neronis adı verilen 30 m yüksekliğindeki devasa heykelinden alıyormuş.55.000 kişilik olan kolezyum tiyatro amacı ile kullanıldığı zamanlarda izleyiciler yerlerine sınıf farklarına göre otururlarmış.188 metre uzunluğu, 156 metre genişliği ile devasa bir yapı olan Kolezyum, sadece
tiyatro oyunları için değil, hayvan dövüşleri, idamlar ve gladyatör mücadeleleri için de kullanılmış.kolezyumdaki gezimi bitirerek yanındaki  Roma Forumuna doğru yürümeye başladım.burası  Antik Roma’nın siyaset, ticaret ve hukuk yaşamının merkeziymiş.Forumda yer alan en büyük yapılar, resmi davaların görüldüğü bazilikalardı. MÖ 5. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar en önemli anıtlar buraya inşa
edilmiş.Septimius Severus Zafer Takı, Vesta Tapınağı ve Vesta Bakireleri Evi, Curia, Kastor ve Polluks Tapınağı, Titus Zafer Takı, Maxentius ve Constantinus Bazilikası, Vespasianus Tapınağı, Satürn Tapınağı, Antoninus ve Faustina Tapınağı, Roma Forumu’nda yer alan önemli bölümlerinden.burayı gezerken yine kendimi zamanda yolculuk yapmış biri gibi hissettim.artık güneş iyice tam tepede iken hava ısınmış su
ihtiyacımı burdaki çeşmeden karşıladıktan sonra romada neredeyse her yerde içilebilen çeşmelerin olduğunu buralardan mataralarınıza,şişelerinize suyunuzu doldurarak su parasını başka yerlerde harcayarak cebinize yardımcı olursunuz.diyerekten bu  ufak  bilgiyide vererek roma
forumdan çıkıyorum.biraz yürüdükten sonra bembeyaz devasa bir bina olan Roma’nın ünlü anıtlarından olan Vittorio Emanuele II Abidesine geliyorum burası şehrin hareketli meydanlarından Piazza Venezia’da (Venedik Meydanı) yer alıyor. Altare della Patria olarak da bilinen anıt, Giuseppe Sacconi tarafından Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları
arasında yapılmış.Bu anıtın inşası için civardaki tower of paul(3.paul kulesi) palazzo venezia'yı bağlayan köprü ve tepenin eteklerinde bulunan birkaç binayı feda etmişler.Neoklasik mimari özelliklerinin görülebileceği 135 metre genişlik ve 70 metre yükseklikteki anıtta yer alan iki çeşme, Adriyatik kıyısındaki Lion of San Marco ve Tiren
Denizi kıyılarını temsil etmektemiş. Roma’nın bu ünlü anıtı; Botticino, Brescia’dan getirilen beyaz mermer ve Corinthian sütunlarından inşa edilmiş.burda devamlı yanan iki meşale ve nöbet tutan ikide asker bulunmakta.burdan sonra haritaya bakarak yürüyerek Pantheon, Antik Roma döneminden kalan ve en iyi şekilde korunmuş olan bir tapınağa geliyorum.
Günümüzdeki Pantheon aynı yerde yapılan üçüncü yapıdır. Önceki iki yapı yangınlarda tahrip olmuştur. Pagan Roma tanrılarına adanan Pantheon, M.S. 118 – 125 yılları arasında inşa edilmiş.  İmparator Hadrian tarafından yapılmıştır ve yapılış amacı Augustus’un arkadaşı ve komutanı Marcus Agrippa’nın M.S. 80 yılında yanan Pantheon’unun yerine
geçmektir. Yapının giriş kısmında Latince yazılmış Marcus Agrippa’ya ithaf edilen bir yazıyı görebilirsiniz.. Yazıda “M. Agrippa, Lucius’un oğlu, üç kez konsül olan kişi yapmıştır” yazmaktadır.burası 609 yılında bakire meryem kilisesi olarak kutsanmış olduğundanda günümüze korunarak
gelmiş.Pantheon’u bu kadar etkileyici kılan en önemli özellik hiç şüphesiz ki eşsiz mimarisidir. Pantheon’un en önemli kısmı ise şüphesiz kubbesidir. Yapının devasa kubbesi, dünyanın en büyük takviyesi beton kubbesi olarak bilinmektedir. Çapı ve yüksekliği 43,3 m olan kubbenin yapımında Romalılara özgü bir beton kullanılmıştır. Kubbenin ortasında Oculus adında bir delik bulunur. 8 metre genişliğindeki bu delik içeriye ışık
girmesini sağlayan tek noktadır.Pantheon aynı zamanda krallar, ressamlar ve mimarların mezarlarının bulunduğu bir yerdir. dedikten sonra yan sokaklardan geçerek roma'nın en ünlü çeşmesi olandört nehir çeşmesinin bulunduğu navona mydanına geldim.çeşme 1651 yılında Gian Lorenzo Bernini tarafından Papa Innocent X için yapılmış.elips biçimindeki

meydan imparator domitian tarafından ms.1. yüzyılda yapılmış 30.000 kişilik stadyum yer almaktaymış,sonradan burası yıkılarak 1644-1655 yılları arasında yeniden düzenlenerek 2000 yıl önceki stadyumun tribünlerinin yerinde binalar oyun alanınının bulunduğu  kısım yürüme alanı olarak
kalmış.burdan çıkarak tramvay binip 2-3 durak sonra inip metroya gidip metroya binerek kalacağım yere geldim,sabahtan beri 10 saati aşkın romanın neredeyse yarısını gezmiştim.yorgunluktan adım atacak halim kalmamıştı,hiç bir şey yapmayarak direk kendimi yatağa attım... 
                                           05-Mayıs-2016-ROMA-VATİKAN:Bu sabah vatikan'ı gezmek için erkenden kalktım,kaldığım hosteldan çıkıp markete girdim meyve suyu ve krosan aldım sırt çantama koyup metro ile vatikan'a geldim ilk girişte şöyle etrafı gözlemleyip sonra vatikanın meydanında bir kenara oturup krosanımı ve meyve suyumu çıkarıp kahvaltımı vatikan'da yaptıktan sonra bol bol foto çekip gözlemlerimden sonra içeri girmek için bekleyen insan kuyruğunu görünce vede bugün  papanın konuşması
olduğundan ziyaretlerin saat 13:00 de sonlandırılacak ve çok kalabalık olacağından vatikan ziyaretimin bu kadar yeterli olacağına karar verdim,vatikanın içindeki müzeyide  ancak yine internetten seyahat eden gezgin arkadaşlarımızın
paylaşımları ile yetinip  meydanın karşısındaki caddeden aşağı yürüyerek kaleye geldim.Roma Castel Sant Angelo kalesi imparator Hadrian için Roma da yapılmış bir kale.Kalenin
diğer bir özelliği ise eskiden  hapishane ve papanın evi olarak kullanılması.Bu kale bizim için de son derece önemli bir
kaledir. Çünkü Fatih Sultan Mehmetin oğlu olan Cem sultan bu kalede hapis yatan mahkumlar dan biri olmuş.kalenin içinde vatikana giden gizli tüneller varmış.kalenin yanındaki tiber nehri kıyı boyunca yürüyüp köprüden geçerek  via del corso caddesinden yürüyerek santa maria del popola kilisesininde bulunduğu piazza del popola meydanına geldim . en büyük sanat hazinelerinden olan Santa Maria del Popolo, 1472 yılında Papa IV. Sixtus della Rovere tarafından
yaptırılmış bir erken Rönesans kilisesidir. Piazza del Popolo Meydanı’nın kuzeyinde yer alan  kiliseye birçok ünlü İtalyan usta katkıda bulunarak yapımında yardımcı olmuş.popolo meydanının sağ çıkşında sağ taraftaki merdivenlerden çıkarak Roma’nın en popüler parklarından olan Villa Borghese gelerek tepeden popolo meydanını ve roma'yı seyrettikten sonra günümüzde sahip olduğu huzur dolu ortam ile şehrin
karmaşasından kaçıp biraz dinlenmek isteyenler için güzel bir gezi yeri olan Parkın içine yürüyüşüme devam ediyorum. sahip olduğu 1700 dönümlük alan ile şehrin en geniş yeşil alanı olan Villa Borghese içinde düzenli bahçeler, çeşmeler, heykeller, korular ve yürüyüş yolları ile bir su saati yer almakta.buraya gelenler kiralanabilen çeşitli bisiklet türü araçları  ile ailesi ile birlikte hoşça vakit geçirebiliyor. yürüye yürüye parkın
göletine geliyorum .bu gölette sandala binip sandal sefası yapabilirsiniz,bankın birine oturup suda yüzen ördekleri seyredebilirsiniz ben öyle yaptım.Şehrin en ünlü sanat galerinden olan Galleria Borghese’e de ev sahipliği yapan parkta heykelleri ve klasik tarzda süslenmiş tapınakları
inceleyebilirsiniz. Giardino del Lago (Gölün Bahçesi) ve Art Nouveau tarzdaki Fontana dei Fauni (Yarı İnsan Yarı Keçi Orman Tanrısı Çeşmesi) parktaki dikkat çekici noktalar arasında yer alır.  Pincio bahçeleri ise parkın özel alanlarından biridir. 1809-14 yılları arasında park ile kent duvarları arasında kalan bu bölüm Giuseppe Valadier tarafından tasarlanmış ve büyük İtalyanların heykelleri ile
süslenmiş.parktan dışarı çıkarak tramvay bindim metroya binerek hostele geldiğimde saat 18:00 olmuştu.yatağa uzanıp dinlenip internette görüşmelerden sonra saat 20:00 gibi tekrar dışarı çıkıp metroya bindim  spagna istasyonunda inip İspanyol Merdivenlerinin olduğu yere geldimİspanyol merdivenleri
Francesco de Sanctis tarafından 1725 yılında açılan ve Trinita dei Monti Kilisesine çıkan merdivenlerdir. İspanyol merdivenlerine gittiğinizde aslında göreceğiniz upuzun merdivenler olacak. Bu merdivenlerin en tepesinde Trinita dei Monti Kilisesi yer alıyor fakat benim gittiğimde bakım onarım yapıldığından merdivenler naylonlarla kapatılmış buraya
gelenlerde yine aşağıdaki meydanda bulunan bir deniz botunu andıran çeşmenin etrafında oturuyorlardı. Bu çeşmenin adı da barcaccia çeşmesidir.bu alandan 10 dakika gibi bir yürüyüşten sonrada diğer bir ünlü çeşme olan (aşk çeşmesine) trevi çeşmesine geldim.Denizkabuğu şeklinde bir at arabası, arabayı çeken denizden çıkan kanatlı atlar ve arabada bulunan
mitolojik deniz tanrısı, görünümünde Heykel ve mimarî çok güzel bir biçimde kaynaşmış.Trevi çeşmesi Roma’nın en ünlü ve en önemli yapılarından biridir. Barok tarzı bir çeşmedir. Türkler bu çeşmeye aşk çeşmesi adını takmışlardır. Çeşme adını aldığı trevi meydanında bulunmakta.insanların arkasını dönüp para atarken çekmeye çalıştığı fotolar için komik
hallerini seyrettim.buraya atılan ve geceleri toplanan günde 3.000€ kadar para hayır kurumlarına dağıtılıyormuş-muş..dedikten sonra kalabalıktan ve satıcıların arasından restorant ve cafe-bar ların bulunduğu sokaklardan yürürken mc donald's a giriverdim,angus(inek) menüsünden (8€)makinelerden birinde siparişimi verip kısa bekleyişten sonra ikinci kata çıkıp akşam yemeğimide yemiş oldum.metro ile kaldığım yere gidip bavulumu toparladım bugün romadaki son günümde oda arkadaşlarımla konuşup vedalaştıktan sonra uyku zamanı..
FLORANSA&PİSSA GEZİM İÇİN BURDAN LÜTFEN

ROMA GEZİM ROMA GEZİM Reviewed by ARİF ÇELİK (ARKO35) on Ağustos 16, 2018 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Travel

Tema resimleri MichaelJay tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.