KOLN GEZİM

12-Nisan-2016- KÖLN:Koln'e gidecek trenim sabah  saat 07:46 da kalkacağından,06:00 da kalkıp bavullarımı toplayıp

resepsiyona akşamdan siparişimi verdiğim kahvaltı paketimi alıp metroya binip paris nord tren istasyonuna varmam saat 07:10 bulmuştu.trenimin kalkacağı özel thalys peronundaki görevlilere danışıp köln'e gidecek peronun sırasını öğrenip sıraya girdim.trenin kalkmasına 15 dakika kala bavullarımızı kontrol noktasından geçirerek trende oturacağım vagona gidip pencere kenarındaki koltuğuma oturdum.07:46 da kalkan

trenimiz yine zaman zaman hızı  290 'a çıkarak hızla ilerlerken akşamdan hazırlattığım kahvaltı paketimi açip camdan dışarısını seyrederek bir güzel yedim.bilet kontrolleri ve birkaç istasyonda durduktan sonra saat 11:15 gibi almanyanın köln şehrine geldik. istasyondan çıkışta sizi o devasa şehrin simgesi olan köln katedrali ile karşılaşıyorsunuz.bir iki foto çekip daha sonra gelmek için hostelıma gidip bavulumu bırakıp girişimi

yapmam lazım.tramvay durağına gelip bilet makinesine 2€ atıp 1.90€a biletimi aldım.7 nolu tramvaya binip kalacağım hostel die wohngemeinschaft'a geldim.normal bir apartmana girer gibi asansöre bindim 4. kata resepsiyon bölümüne çıktım.burdaki resepsiyondaki kızın  hostelin konum

açıklamalarından sonra tekrar asansöre binip 6. kattaki odama girince değişik ranza larla karşılaştım.resim..bavulumu kilitli dolabıma yerleştirip resepsiyondaki kızdan şehrin haritasını alıp dışarı çıktım.tramvayla geldiğim yolu bu sefer yürüyerek çevreyi gözlemleyerek.kölnün çarşısını gezerek köln katedraline geldim. En eski tarihi eser olarak Köln’de ve Avrupa’da büyük öneme sahip olan Katedralin yapımı 600 yıldan fazla sürmüş. 1880 yılında tamamen biten, tüm turistlerin gözdesi haline gelen Katedrali, tüm turistlerin ve tüm ziyaretçilerin kolayca görebilmeleri için tren istasyonunu Katedralin tam yanına yapmışlar. Böylelikle her istasyonda inen kişi ister istemez Katedrali görecek. Yıllık 6 milyondan fazla insanın ziyaret ettiği Katedral, çok değerli sanat

eserlerine  sahiptir. Yaklaşık 500 basamak kadar çıkarsanız, en yukarda harika manzarayı görebilirsinizben çıkmadım,ben aşağıda   buranın meşhur birasından bir bardak içerek hem katedrali hem köln tren istasyonuna gelip gidenleri izledim hemde yorgunluk attıktan sonra geziye devam deyip

Hohenzollern Köprüsüne geldim burası hem yaya hemde trenlerin geçtiği ünlü bir köprü,ününüde aşk kilitlerinden alıyor Aşk kilitlerini bilirsin, hani şu fotoğraflarda yer alır; bir köprü üzerindeki tel örgüye dizilmiş yüzlerce aşk kilitleri.  bu köprü Köln’de yer alan Hohenzollern Köprüsü. Kilitler 10 yıldan fazla bir süredir eklenmeye devam ediyor ve senin onu görmen için hemen Köln Katedrali’nin arkasında seni bekliyor. Buraya gelip aşkını kitle ve unutma! Eğer kilidin yoksa, köprü ve çevresindeki hediyelik eşya dükkanlarından kilit

alabilirsin.köprüyü geçip panorama binasına doğru yürüdüm burası 29 katlı bir bina çatısında özel yapılmış camlarla çevrili teras bölümünden kölnün hertarafını kuş bakışı

görebiliyorsunuz.Kölntriangle Panorama binasına çıkış ücreti 3 €. Eğer iki kişi iseniz 5 € yeter diyorlar.  Tek başına gezen bir insan için ne kadar sinir bozucu bir şey. Hava açık olduğu için yukarıdan manzara gerçekten hoş. Manzaraya bir camın arkasından bakıyorsunuz ama güzel olan sizin o camdan

gördüğünüz eserin adı ve minik bir silüeti cama da işlenmiş. Yani nereye baktığınızı görüyorsunuz, ya da ne gördüğünüzü biliyorsunuz. Bu açıdan Ren, köprü ve katedral üçlüsü oldukça uyumlu ve güzel görünüyordu.bu güzel manzarayı artık bırakıp tekrar geldiğim yoldan katedralin ve tren istasyonun olduğu yere geldim,burda istanbul kebapçısına oturup spagetti siparişi verdim bende bir acayibim yani.ne yapayım canım makarna çektisonrada üstüne çay ikramı derken hesabı ödeyip trmvay bileti alıp tramvayla hostela döndüm.asansörde hostelin altında bulunan barda müzisyenle karşılaştım selamlaşmadan sonra beni bara davet etti fakat ben çok yorgun olduğumu söyleyerek başka zaman diyerek asansörden çıktım.odama geldiğimde iki kız vardı biri yatağına yatmış kitap okuyordu,diğeri çantasında bir şeyler arıyordu selamlaştıktan sonra yatacağım yer üst ranza ,hiç sevmem ama yatağın  geniş ve rahat, perdeli olması kızgınlığımı unutturdu.rahat ve sessiz bir uyku beni bekliyordu.. 

                                                                                                           13-Nisan-2016-Koln:sabah uykumu iyice almıştım çünkü bir yerlere yetişecek durumum yoktu,kölnünde gezilecek yerlerin çoğunu gezmiştim(köln için bir gün yeterlimiş).duşumu almış,traşımı olmuş,kahvaltı için aşağıya indim birkaç masalık hoş bir yerde,çeşit az ama doyurucu büfeden kahvaltımı

aldım.kahvaltımı yapıp hazırlığımı yaptıktan sonra yarın amsterdama gideceğim trenin kalkacağı istasyonun  değiştğini köln'e geldiğim gün öğrenmiştim.hem yerini görmek hemde kölnün gezmediğim cadde ,sokak ve çarşılarınıda gezerek köln'deki son günümü değerlendireyim istedim.hohe strasse,schildergasse adlı kölnün ünlü alışveriş caddelarinde gezerek.her şehirde aldığım magnetlerlmide aldım.birde köln denilince ilk akla gelen (eau de cologne) kolonya suyu yazısıdır.halen parfüm -kolonya şişelerinde yazmaktadır.kölnün kolanyaları ilede ünlü olduğu ve şehrin ismide (cologne) kolonyadan gelmektemiş.şehirde sıklıkla karşılaşacağınız kolanyaa-parfüm  satışı yapan dükkanlardan satın

alabilirsiniz.çarşıdan çıkmış köprüden geçip ren nehri kıyısında halkın oturup renden geçen tekneleri izleyerek sohbet edeceği yerde bende biraz oturup yorgunluk giderdim.resim..elimdeki haritayı incelerken,ırmağın batı kıyısındaki hayvanat bahçesinden ren nehrinin öteki tarafı olan doğu kıyısındaki fuar parkına teleferik bulunmaktamış.ben önceki gün köln'ü panoramik seyrettiğim için gerek

duymadım.burdanda kalkıp köln messe/deutz tren istasyonuna gittim burası daha önce köln'ü çatısından seyrettiğim binanın yanında bulunuyor,danışmadaki bayandan biletimin çıktısını göstererek terenimin yarın hangi perondan kalktığını öğrendim perona gidip gördükten sonra burda görevli çocuğa teyit ettirmek amaçlı sorduğumda çocuğun türk olduğunu anlayıp türkçe konuşunca biz türkiyeden almanyadan başladık sohbete sonra orda çalışan başka bir türk sohbetimize katıldı,ilk konuştuğum halil bu yaz evleneceğini balayına fethiye'ye gideceğini nasıl yer olduğunu sorunca bende fethiyeyi kızımın orda oturduğundan ve gidip gelmekten fethiyeyi iyice tanıdığımı ve güzel yer olduğunu turistik yerlerini ölü denizi, anlattım tafsiye ettim .diğer türk olan samet türkiye'ye dönüp iş kurmak istediğini benden iyi fikir olup olmadığını sorarak benden yardım isteyince bende ona almanyadaki yaşamını sordum bana buraya her sabah 100 km uzaktaki bir kasabadan 1 satlik yolculuktan  sonra geldiğini ve akşamlarıda geri gittiğini, günlük 70€ gibi ücret aldığını almanyada doğup büyüğüdünü anlattı.bende ona şimdiki türkiye'yi anlattım tiyolar -fikirler verdim iyi düşünüp kararını ver diyerek

onlarla vedalaştıktan sonra artık akşam yemeği için yer ararken hostele yakın bir yerde türk pideci gördüm hemen selam vererek içeri girdim,ayak üstü muhabbetten sonra verdiğim siparişim pide-lahmacun-ayran (9€) yedikten sonra ikram çayımıda içtim.hostele geldim kahvaltımı yaptığım

yerdeki kahve makinesi free -beleş olarak hazır kahve almamı bekliyordu,bende kahvemi alıp masanın birine oturup günlük beleş internet keyfini yaşayıp,paylaşımlarımı yaptıktan sonra odama gidip yine bavul toplayıp sabah amsterdama gidecek trenime yetişmek için erken saatte yattım..AMSTERDAM GEZİM İÇİN BURDAN LÜTFEN